İman Atölyesi
Sonsuz Yaşamı Keşfedin
Yaşayan İman: Eyleme Dökülen İnancın Gücü
"Ruhsuz beden nasıl ölüyse, eylemsiz iman da ölüdür." (Yakup 2:26)
Kutsal Kitap'ın en sarsıcı ve en canlandırıcı ayetlerinden biriyle karşı karşıyayız. Elçi Yakup, bize imanın doğası üzerine düşünmemiz için güçlü bir benzetme sunar: Ruh olmadan bir bedenin cansız bir kabuktan ibaret olması gibi, eyleme dönüşmeyen bir iman da manevi olarak cansızdır.
Bizler, İsa Mesih'i arayarak yeniden ruhta doğduğumuza ve O'nun görkemli dirilişi ile bir gün dirilmeyi umut eden bir yolculukta ilerleyen bir topluluğuz. Bu yolculuğun kalbinde, sadece zihinsel bir kabulden ibaret olmayan, yaşayan, nefes alan ve hareket eden bir iman yatar. Amacımız, kelimelerin ötesine geçerek, bu dirilişin ve yaşayan imanın tükenmez sevincini herkesle paylaşmaktır.
İman Sadece Bir Fikir midir?
Günümüz dünyasında "inanmak" kelimesi genellikle zihinsel bir onaylama olarak algılanır. Bir şeyin doğruluğunu kabul etmek, ona "inanmak" için yeterli görülebilir. Evet, imanımız İsa Mesih'in bizim günahlarımız için çarmıhta öldüğüne ve üçüncü gün ölümden dirildiğine dair tarihsel ve teolojik gerçekleri kabul etmekle başlar. Bu temel, sarsılmaz kayamızdır.
Ancak Yakup bize sorar: Bu yeterli mi? Şeytan ve cinleri bile Tanrı'nın var olduğunu bilir ve titrerler (Yakup 2:19). Onların bu bilgisi, onları kurtuluşa erdirmez. Çünkü iman, bir bilgi listesini onaylamaktan çok daha fazlasıdır. İman, bir güven ilişkisidir. İman, hayatımızı üzerine inşa ettiğimiz, bizi harekete geçiren, kararlarımızı şekillendiren ve kimliğimizi tanımlayan yaşayan bir güçtür.
Sağlam bir köprünün varlığına inanabilirsiniz. Onun mühendisliğini, malzemesini takdir edebilirsiniz. Ama o köprüyü kullanıp karşıya geçmediğiniz sürece, o köprüye olan inancınız hayatınızda işlevsel bir yer tutmaz. İsa Mesih'e iman etmek de O'nun sunduğu kurtuluş köprüsünden yürüyerek geçmek, tüm varlığımızla O'na güvenmek ve O'nu izlemektir.
Eylemlerimiz İmanımızın Meyveleridir
Burada çok önemli bir noktayı açıklığa kavuşturmalıyız: Bizler iyi işler yaparak, eylemlerde bulunarak kurtuluşu "kazanmayız". Kurtuluş, Tanrı'nın lütfunun karşılıksız bir armağanıdır ve sadece iman aracılığıyla alınır (Efesliler 2:8-9). Eylemlerimiz, kurtuluşun bedeli değil, kurtuluşun kanıtıdır.
Kalbinizde yaşayan Kutsal Ruh, sizi değiştirmeye başladığında, bu değişim dışarıya yansır. Tıpkı sağlıklı bir elma ağacının doğal olarak elma vermesi gibi, Mesih'te yeniden doğmuş bir kalp de sevgi, sevinç, esenlik, sabır, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetim gibi Ruh'un meyvelerini (Galatyalılar 5:22-23) verir. Bu meyveler, soyut kavramlar değil, günlük hayattaki eylemlerimizdir:
-
Sevgi: İhtiyacı olan birine yardım elini uzattığımızda, bizi inciten birini bağışladığımızda eyleme dökülür.
-
İyilik: Karşılık beklemeden bir başkasının yükünü hafiflettiğimizde görünür olur.
-
Bağlılık: Müjde'yi umutsuz bir ruhla paylaştığımızda, yaşayan imanımız konuşur.
Bu eylemler, imanımızın sadece dudaklarımızda değil, ellerimizde, ayaklarımızda ve tüm varlığımızda yaşadığını gösterir.


Dirilişin Sevinci
Dirilişin Sevinci Bizi Harekete Geçirir
Peki, bu eylemlerin arkasındaki itici güç nedir? Sadece ahlaki bir görev bilinci mi? Hayır! Bizi harekete geçiren şey, dirilişin sevincidir.
Bizler, sonu mezarda biten bir hikayeye inanan insanlar değiliz. Bizler, ölümü yenen ve dirilen bir Kurtarıcı'ya iman ediyoruz. Bu, her şeyi değiştirir! İsa'nın dirilişi, Tanrı'nın sevgi ve gücünün günah ve ölüm üzerindeki nihai zaferidir. Bu zafer, bizim de bir gün O'nunla birlikte dirileceğimizin güvencesidir.
Bu umut, bize bu dünyadaki zorluklara katlanma gücü verir. Bu sevinç, etrafımızdaki karanlığa ışık olma arzusu verir. Eylemlerimiz, bu muhteşem umudun bir yansımasıdır. İnsanlara hizmet edişimiz, Tanrı'nın onlara olan sevgisinin bir göstergesidir. Adaletsizliğe karşı duruşumuz, bir gün Tanrı'nın her şeyi adil bir şekilde yargılayacağına olan inancımızın bir ifadesidir.
Eylemlerimiz, gelecekteki dirilişin ve Tanrı'nın egemenliğinin bu dünyaya şimdiden gelmiş küçük "işaretleridir". Bu yüzden imanımız eylemsiz kalamaz, çünkü taşıdığımız umut ve sevinç içimize sığmaz.
Sizin İmanınız Yaşıyor mu?
Bu makaleyi okurken kendinize şu soruyu sormanızı istiyoruz: "Benim imanım yaşıyor mu?" İnancınız, hayatınızda somut eylemlere dönüşüyor mu? Mesih'in size olan sevgisi, sizin başkalarına olan sevginizde kendini gösteriyor mu? Dirilişin umudu, günlük kararlarınızı ve önceliklerinizi şekillendiriyor mu?
Unutmayın, ruhsuz bir beden ölüdür. Eğer imanınız sizi harekete geçirmiyorsa, sizi daha sevgi dolu, daha merhametli ve daha cesur bir insan yapmıyorsa, belki de o imanın Mesih'in dirilişinin canlandırıcı Ruhu'na ihtiyacı vardır.
Bizler bu yolculukta yalnız değiliz. Birbirimizi teşvik etmek, birlikte hizmet etmek ve yaşayan imanımızın meyvelerini görerek sevinmek için bir araya gelmiş bir topluluğuz. Eğer siz de cansız bir inançtan, yaşayan ve eyleme dökülen bir imana, dirilişin tükenmez sevincine adım atmak istiyorsanız, kapımız ve yüreğimiz size açıktır. Gelin, bu yaşayan umudu birlikte paylaşalım.


